Mastürbasyon on sekizinci yüzyıla kadar üzerinde fazlaca durulmayan bir konuyken, 1712 yılında, Londra’nın arka sokaklarından birinde yayımlanan Onania adlı bir kitapçıkla bir sorun haline gelerek gündeme oturdu. Kitapçığın yazarı, spermlerini, ölmüş kardeşinin karısının içine değil de toprağa akıtan ve bu yüzden cezalandırılan Onan’a dair Yaratılış öyküsüyle mastürbasyon arasında dâhice bir bağlantı kurmuş ve sadece yeni bir hastalığı isimlendirmekle kalmayarak yeni, son derece özgün ve neredeyse evrensel bir suç, utanç ve kaygı makinesi icat etmiştir. Sorun tıbbidir, sosyaldir, psikolojiktir. Dolayısıyla doktorların da, filozofların ve din adamlarının da, psikiyatrların da konu hakkında söyleyecekleri vardır. Ve Onania, elli yılı aşan bir zaman zarfında İngiltere sınırlarını aşarak, Aydınlanma’nın ürettiği bilginin en büyük özeti olan Encyclopédie’ye taşınır. İnsanları, en başta da gençleri mastürbasyon “illet”inden korumak için bilim ve ahlak el ele vererek topyekûn bir mücadele başlatmak zorundadır.

1900’lü yıllara gelindiğinde ise tüm özgürlük talepleriyle birlikte, cinsel özgürlük talepleri de dile getirilir olmuş, feminizm yükselişe geçmiş, cinsel hastalıklar toplumları tehdit eder hale gelmiştir. Üstelik piyasa şartları da mastürbasyonun “aklanması”nı gerektirmektedir.

Thomas W. Laqueur, en çok uygulanan cinsel edim olduğu halde, hakkında en az konuşulan neredeyse tabu sayılan mastürbasyon konusunu, Kitabı Mukaddes’ten başlayarak Aristoteles’e, Rousseau’ya, Freud’a ve hatta internet çağına kadar uzanan geniş bir yelpazede ele alırken, bu konudaki en kapsamlı ve ciddi çalışmaya da imza atıyor.